Yeni Üyelik Haber bülteni üyeliği
|
Ülkemizde yıllardır süren personel karmaşıklığı son yıllarda çalışma huzurunu katleden bir yapıya büründü. İktidarlar ve sendikalar koltuk çıkarları için bu kanserleşmiş soruna hala çözüm adımı atmadı.
Bakanlıklar, yerel yönetimler, il özel idareleri ve KİT'ler sözleşmeli, taşeron, vekil ve geçici personel ile işçilerden oluşan personel yapısının karmaşıklığı hat safhaya ulaştı. Avrupa da memur işçi şeklinde personel yapılanması varken, Türkiye'de memurlar, hâkim savcılar, askeri personel, akademik personel yasal dayanaklar bakımından ayrı sınıflar oluşturdukları anlaşılmakla beraber, 657 sayılı yasaya tabi memurlar ayrıca 10 hizmet sınıfına ayrılmaktadır.
Yerel yönetimler son dönemlerde ticari şirket mantığı ile yönetilmeye başladığı için, geçici çalışan-taşeron işçi ağırlığı artmıştır. Böylece kamuda işçi statüsünde çalışanın varlığı zedelenmiştir.
Geçici çalışan ya da geçici işçi kavramı, iş güvencesi olgusunu yıkmaya yönelik bir adım haline geldiği görülmektedir. Esnek istihdam modeli de işçinin başka bir işverene devredilmesine olanak sağlamaktadır. Bu durumda işçinin çalışma huzurunu bozmaktadır.
Özellikle Sağlık Bakanlığında temizlik firmaları vasıtasıyla 100 binlerce kişi asgari ücretle çalıştırılmaktadır. Maalesef Devlet eliyle işe girdi çıktı yapılarak çalışanların yıllarca Kıdem tazminatları, izinleri ve iş kaybı korkusu her an yaşatılmış, yaşatılmaya devam edilmektedir.
Bu vatandaşlarımız, 11 ay sonunda işe girdi çıktı gösterilerek kıdem tazminatından yıllık izin haklarından ve en önemlisi iş güvencelerinden mahrum bırakılarak KUL hakkı yenilmesine müsaade edilmiştir.
Taşeron sistem çalışma hayatına en çok zarar veren modern kölelik olarak gözleri kör edercesine batmaktadır. Hem dini hem insani açılardan bu sitem çalışma hayatında huzur bırakmamıştır. 12-14 saat asgari ücretle çalıştırılma, SSK yatırılmaması ve emeği ucuza getirip çalışanın üzerinden ticaret yapılarak para kazanılması kadar aşağılık kazanç olamaz diye düşünüyorum.
Yıllardır Kpss ye hazırlanan insanımız yüksek puan almasına rağmen kamuya veya Kurumlara yerleşememektedir. Sözleşmeli ve geçici çalışan personel alımı maalesef bu sınavı formalite yapmış devlete olan güveni zedelemiştir.
Anayasanın 128. Maddesinde ... " devletin asli ve sürekli işleri memur eliyle yapılır " denilmektedir. Fakat bir çok kamu kurumunda devletin kadrolu işçi de dahil olmak üzere taşeron firma personeline dahi memur işi yaptırılarak Anayasa ihlali yapılmaya devam etmektedir.
Örneğin üniversiteli işçiler ( tekniker,mühendis,sağlıkçı,kimyager,mimar vs ) işçi kadrosunda çalıştırılmakta ve tüm mücadelelerine rağmen statü değişikliği ile memur kadrosu verilmeyerek hem binlerce insan mağdur edilmekte hem de anayasa ihlali yapılmaktadır.
Neden çoktan seçmeli personel yapısı diyorum çünkü iktidarlar ve sermaye nasıl işine gelirse kişiyi maalesef o şekilde çalıştırıyor. Yönetimleri aklı selim, sendikaları da çalışanı koruyan adımları atmasını HAK için bekliyor davet ediyorum.
MUSA KOCAKİREN Üniversiteli İşçiler İstanbul Temsilcisi
|
|
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Gizlilik Sözleşmesi |
Üye Girişi